The Office Dizisinin Klasik ve Edimsel Koşullanma Açısından İncelenmesi

The Office Dizisinin Klasik ve Edimsel Koşullanma Açısından İncelenmesi 1
Sevgi Paylaşmaktır :)

Ivan Pavlov ismini duyan herkes koşullanma kavramını en az bir kere duymuştur. Klasik koşullanma denilince akla ilk isim olarak gelen Ivan Pavlov, köpekler ile yaptığı deneylerle tüm dünyada tanınır hale geldi. Edimsel Koşullanma dendiğinde ise Thorndike’ın meşhur bulmaca kutusu gelir aklımıza. Zil sesi, salya, uyaran, pekiştireç, ödül, ceza … Peki ama tüm bu kavramların The Office dizisi ile ne alakası var? Dizi’nin iki bölümünde Jim karakteri okulda öğrendiği bu koşullanma süreçlerini iş arkadaşı üzerinde deniyor.

The Office Karakter Analizi

Diziyi anlamanın en iyi yolu karakterleri tanımaktan geçiyor denebilir. Birbirinden farklı ve ilginç karakterlerin etkileşimleri buradaki komedi unsuru olduğundan, onları tanımak sonrasında yorumlama yapabilmek için çok önemlidir. Öncelikle ofisin müdürü Michael Scott ile başlayalım. Michael karakteri olgunlaşmamış, bencil ve düşüncesiz biri gibi gözükmekte fakat bunların yanında çalışanlarıyla arkadaşça bir ortam kurmak isteyen, aşırı
sıcakkanlı biridir ve onun bu olumsuz özelliklerini tetikleyen en önemli unsur soğuk ve eşi benzeri görülmemiş mizah anlayışıdır.

The Office Dizisinin Klasik ve Edimsel Koşullanma Açısından İncelenmesi 2

The Office dizisi oyuncuları…

Jim karakteri ofisin eğlenceli ve sevecen elemanıdır. Yaptığı işi ciddiye almasa da işinde gayet başarılı olan Jim’in ofis içerisindeki en büyük eğlencesi baş düşmanı diyebileceğimiz Dwight’a yaptığı şakalar ve onla olan atışmaları ve bunun yanında hoşlandığı kız olan resepsiyon görevlisi Pam ile sohbetleri.

Dwight karakteri ise eşsiz bir karaktere sahiptir. “nerd” tabirine uyan yapısının yanında, işinin en iyisi, kuralları aşırı ciddiye alan ve disiplin sahibi, ciddi, sosyal olarak anlaması ve anlaşılması zor birisidir. Jim’in ona yaptığı şakalardan nefret etse de bunlardan tamamen kurtulmayı bir türlü başaramamıştır.

Pam karakterine gelecek olursak dizinin başında çekingen ve ne istediğinden emin olmayan bir kadındır. İlişkisindeki sorunlar ve Jim’e olan hisleriyle birlikte ilerleyen sezonlarda bunları aşar ve dizinin tatlı, kararlı, sevecen kadın karakteri haline gelir. Dizideki en önemli görevlerinden biri ise anlaşılması ve uyum sağlanması diğer insanlar tarafından (ki açıkçası kendisi tarafından da) imkânsız gibi görünen Michael ve Dwight karakteriyle çok iyi
anlaşabilmesidir.

Stanley karakterinden de biraz bahsetmek gerekirse aksi, huysuz ve tek istediği şey emeklilik olan, ileri yaşlarda bir karakterdir

3. Sezon 16. Bölümün Klasik Koşullanma Kavramlarıyla İncelenmesi

Dizideki örneği incelemeden önce klasik koşullanma ne anlama geliyor önce onu tam olarak açıklamak gerekir: Klasik koşullanma kuramının esasını, bireylerin koşulsuz uyarıcılara verdikleri doğal tepkileri, koşulsuz uyarıcılarla birlikte devreye sokulan nötr uyarıcılara da vermeye başlamaları oluşturmaktadır. Klasik koşullanma esnasında, birey için tek başına herhangi bir anlam ve değer ifade etmeyen işaretlerin koşulsuz uyarıcılarla birlikte tekrar tekrar verilmesi ile birlikte anlamlı ve değerli hale gelmesi söz konusudur. Birey için nötr bir uyarıcı olup belli bir tepkiye yol açması beklenmeyen işaretler, klasik koşullanma sürecinin gerçekleşmesi ile birlikte koşulsuz uyarıcı gibi işlev görmeye başlamaktadır (Bayrakdar, 2018). Ayrıca klasik koşullanma ve edimsel koşullanma ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için linklere tıklayabilirsiniz.

Klasik koşullanma deneyinin işe yaradığını gören Jim...

Klasik koşullanma deneyinin işe yaradığını gören Jim…

Bölümün başında Jim’in Dwight’a yaptığı bir şakayı görüyoruz ve bu şaka Jim’in okulda öğrendiği Pavlov’un köpeklerle yaptığı deneye birebir benzeyen bir klasik koşullanma örneğidir (Ayrıca Bkz: Pavlov’un Köpeğinin Cinsi Neydi?).

Jim, bilgisayarında bir sorun çıkmış gibi davranır ve bunu yaparken bilgisayarı kapanır ve bilgisayardan bir ses çıkar. Hemen bununla birlikte karşısında oturan Dwight’a naneli şeker isteyip istemediğini sorar. Dwight önce Jim’e sorgulayan bakışlar atar fakat sonra naneli şekeri kabul eder. Jim bu şakasına günler, haftalar boyunca devam eder. Her bilgisayarı kapandığında ve ses çıktığında Dwight’a naneli şeker uzatır. Belli bir süre sonra Jim şekeri denklemden çıkarır ve bilgisayarı kapatıp sesin çıkmasını bekler, ardından Dwight’ı izlemeye başlar. Dwight ise bilgisayardan çıkan sesi duyar duymaz elini çoktan Jim’e doğru uzatmıştır. Jim anlamamış numarası yaparak ona ne yaptığını sorar. Dwight ise kendisinin de ne yaptığına bir anlam veremez ve ağzına bir tat geldiğini belirtir.

Bu noktada klasik koşullanma sürecinin nasıl oluştuğunu ve ögelerini incelenecek olursa:
Koşulsuz Uyarıcı: Organizmada doğal olarak ve tek başına tepki oluşturabilen uyarıcılardır (Bayrakdar, 2018).
Pavlov’un deneyinde koşulsuz uyarıcı köpeğe verilen etti, buradaysa ise Jim’in Dwight’a uzattığı naneli şeker.
Koşulsuz Tepki: Koşulsuz uyarıcıya organizmanın verdiği doğal ve otomatik tepkidir (Bayrakdar, 2018). Pavlov’un deneyinde bu köpeğin salgıladığı salya idi, burada ise Dwight’ın elini uzatması.
Koşullu Uyarıcı: Başlangıçta organizma için nötr bir uyarıcı olup belli bir tepkiye neden olmazken koşulsuz uyarıcı ile devreye sokulması ve bu işlemin tekrarlanması ile birlikte belirli tepkiler oluşturmaya başlayan işaretlerdir (Bayrakdar, 2018). Pavlov’un deneyinde bu zil sesi iken, burada Jim’in bilgisayarı kapandığında çıkan ses bu
işlevi görmektedir.
Koşullu Tepki: Sadece koşullu uyarıcılara gösterilen öğrenilmiş tepkidir (Bayrakdar, 2018). Pavlov’un deneyinde bu köpeğin zil sesi duyması sonucu salya salgılaması olarak gösterilebilir, dizide ise bilgisayar sesi geldiğinde Dwight’ın hemen elini uzatması bu kapsamda yorumlanabilir.

Jim’in kendi deneyini yapmaya çalıştığı sahneleri instagram hesabımız üzerinden izleyebilirsiniz.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

PsikoLogo (@psikologocom)’in paylaştığı bir gönderi

8. Sezon 12. Bölümün Edimsel Koşullanma Kavramlarıyla İncelenmesi

Edimsel koşullanma ne anlama geliyor diye bilimsel tanımına bakacak olursak edimsel koşullanma sürecinde pekiştirici uyarıcı (ödül veya ceza), bir davranışı teşvik eden herhangi bir uyarıcı veya durumdur. Pekiştirme, ödül vererek davranışın kuvvetlendirilmesi anlamına gelmektedir. Pekiştirmenin yapılması bir davranışın yapılmasına bağlıysa, o davranışın tekrar edilme olasılığı yüksek olacaktır. Bazı sonuçlar da bazı davranışlarımızı bastırmamıza yol açar ki bunlara da ceza denir. Sonuç olarak edimsel koşullanma ile birlikte sonucu olumlu olan davranışlarda artış yaşanırken, sonucu olumsuz olan davranışlarda azalma yaşanacaktır (Yıldırım, 2006).

Bu bölümde Jim yine Dwight’a türlü şakalar yapmaktadır. Fakat bu şakalara onun için daha fazla eğlence katan şey etrafında bunları izleyen birinin olmasıdır. Bu izleyici şu zamana kadar hep Pam karakteriydi ve bu bölümde Pam yok. Bu yüzden Stanley’in dikkatini çekmek isteyen Jim onun izlediği birçok şaka hazırlıyor. Fakat ilgisini bir türlü çekemediğini fark ediyor. Sürekli yeni şakalar yapmaya devam eden Jim sonunda Stanley karakterine uygun, onu çok eğlendiren ve güldüren bir şaka buluyor: Dwight’ın masasının çekmecelerine köfte yerleştirmek. Bu absürt şaka Stanley’i bir hayli güldürüyor ve diğer şakalardan istediği tepkiyi alamayan Jim sürekli bu şakayı yapmaya devam ediyor.

Edimsel koşullanma tanımından da anlaşılacağı üzere, pekiştirici uyarıcı, bir davranışı teşvik eden herhangi bir durum veya uyarıcıdır, bu olaydaki pekiştirici uyarıcı ise Stanley’in yapılan şakaya çok fazla gülmesi ve eğlenmesidir. Bu durumu Jim tarafından davranışının ödüllendirilmesi şeklinde yorumlayabiliriz. Çünkü onun istediği şey şakalarını bir izleyici karşısında yapmak ve bunun onlara eğlenceli ve keyifli vakit geçirtmesi. Kısacası bu ödüle kavuşan Jim, Stanley’in gülmediği ve eğlenmediği birçok şakayı bir kenara bırakarak, sadece köfte şakasını yapmaya başlar ve bu şakaya devam etmesi edimsel öğrenme yoluyla gerçekleşmiştir.

The Office Dizisinin Künyesi

Yönetmen: Greg Daniels
Yapımcı: Ricky Gervais, Stephen Merchant ve Greg Daniels
Senaryo: Ricky Gervais, Mindy Kaling, Paul Lieberstein, Michael Shur, Greg Daniels
Yapım Yılı: 2005
Oyuncular:
Steve Carell – Michael Scott
John Krasinski – Jim Halpert
Jenna Fisher – Pam Beesly
Rainn Wilson – Dwight Schrute
Ed Helms – Andy Bernard
Mindy Kaling – Kelly Kapoor
B. J. Novak – Ryan Howard
Phyllis Smith – Phyllis Vance
Tür: Durum komedisi, sahte belgesel
Süre: 20dk.

Konusu: Dunder Mifflin Kağıt Şirketi içerisindeki birbirinden farklı görüşlere, karakterlere ve yapıya sahip insanların, ofis ortamındaki günlük hallerinin sahte belgeselcilik yöntemiyle aktarıldığı bir dizidir. Dizideki birbirinden tuhaf karakterlerin birbiriyle olan ilişkilerinin sahte belgeselcilik yöntemi sayesinde doğal bir şekilde yansıtılması diziyi özel kılan unsurlardan bir tanesidir.

The Office dizisini izlemek isteyenler için ülkemizde şuan sadece Amazon Prime Video ile izleyebileceklerini de belirtmiş olalım.

Kaynakça
Bayrakdar, N. (2018). Klasik Koşullanma Kuramı ve Din Eğitimi. Ekev Akademi Dergisi,
22(74), 241-269.
Yıldırım, E. (2006). Örgütsel Öğrenmenin Öncülü Olarak Örgütsel Zekâ: Teori ve Bir
Uygulama. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Selçuk Üniversitesi, Konya

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir