Zor bir süreçten geçiyoruz.Hepimizin şartları birbirinden farklı olsa da “ORTAK DUYGULAR” yaşıyoruz.
-KAYGI: Beklenen probleme dair endişe duyma halidir.
-KORKU: Şu anki tehlikeye karşı verilen tepkidir.
Tüm dünyaya yayılan ve bir pandemiye dönüşen Koronavirüs sebebiyle, şu anki yaşadığımız tehlikeden dolayı korku, gelecekte olabilecek problemlere karşı kaygı hissediyoruz.
Yaşadığımız bu kuvvetli duyguları düzenleyebilmek için neler yapabiliriz?
Kaygı, yaşamın devamı için gerekli. Peki ya fazlası?
Kaygı, kendimizi tehlikeden korumaya yardımcı olduğu için uyum sağlayıcıdır fakat yüksek düzeyde kaygı ise fiziksel ve psikolojik semptomları artırır, sağlıklı düşünmeyi ve hareket etmeyi engeller. Kişisel özelliklerimiz, farklılıklarımız sebebi ile kaygıyı farklı düzeylerde hissederiz. Bizi kaygılandıran durum üzerindeki denetimimiz, kontrol gücümüz azaldıkça kaygı düzeyimiz artabilir. Algılanan kontrol eksikliğinin kaygı düzeyine etkisini konu alan birçok araştırma yapılmıştır. Bulunduğumuz pandemi süreci içinde bunu deneyimliyoruz. Bilmediğimiz, daha önce karşılaşmadığımız, alışık olmadığımız yeni bir yaşam şeklinin içindeyiz. Alışmaya çalışıyoruz ve alışıyoruz. Bizi hayatta tutan adaptasyon sürecimiz koruyucu olabiliyor. Bunu, bütün canlıların ortak özelliği olan ‘yeni ve farklı bir çevrede yaşamımızı sürdürebilmek için fizyolojik, psikolojik ve davranışsal uyarlama’ becerimize borçluyuz.
Kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir fakat kaygıyı düzenleyecek, onunla baş etmemize yardımcı olacak birtakım şeyler yapabilirsiniz.
Yalan haberler yaşadığımız bu süreçte en az salgın kadar tehlikelidir.
♦ Bulaşmak korkusunu ve belirsizlik kaygısını en aza indirmek için bilimsel açıklamalar doğrultusunda önlemlerinizi alın.
♦ Farklı şeyler düşünün. Doğru haber kaynaklarını aralıklar ile takip edin. Gün içinde zihinsel meşguliyetinizi çeşitlendirin.
♦ Olumlu bilgiye dikkatinizi yöneltmeye çalışın.
♦ İzolasyon sürecinde planlarınızı günlük ve kısa vadeli yapın.
♦ İzolasyon sürecinde yemek, kişisel bakım, uyku gibi günlük rutinlerinizi olabildiğince düzeninde sürdürmeye çalışın.
♦ Aktif olun. Hareket etmek, hareket etme isteğini beraberinde getirir. Fiziksel olarak aktif olmak beynimizdeki farklı sistemleri uyararak daha iyi hissetmenize yardımcı olur.
♦ Çeşitli gevşeme egzersizleri yapabilirsiniz. Kaygılı hissettiğiniz anlarda dikkatinizi nefesinize odaklayın. Gün içinde düzenli olarak yaptığımız nefes ve gevşeme egzersizleri fizyolojik sistemimizde düzenlemeler yaparak daha iyi hissetmemize yardımcı olur.
♦ Keyif aldığınız için yaptığınız ve olağan şartlarda da sürdürebileceğiniz etkinlikleri düşünün ve yapmaya çalışın.
♦ Duygularınızı fark edin. Bu sürecin getirdiği korku ve kaygının normal olduğunu ve birçok insanın sizinle beraber bu duyguları hissettiğini kabul edin. Duygularınızı paylaşın.
♦ İmkanlarınız dahilinde sevdikleriniz ile iletişiminizi devam ettirin. Anlatın, paylaşın.
♦ Hissettiğiniz kaygının, korkunun, stresin geçici olduğunu hatırlayın.
♦ Daha önce benzer duyguları yaşadınız mı? Nerede ve hangi durumda yaşadınız? Onlarla nasıl baş ettiniz? O süreçte size neler iyi gelmişti hatırlayın ve şimdi bu süreçte tekrar deneyin..
Unutmayın, kendinize neyin iyi geldiğini en iyi siz bilirsiniz.
Yazar Hakkında
