KLASİK KOŞULLANMA

KLASİK KOŞULLANMA 1
Sevgi Paylaşmaktır :)

Klasik koşullanma konusunda ana nokta, öncesinde nötr bir uyarıcıyken ve herhangi bir tepkiye yol açmazken beraber veya sonrasında getirilen etkenlerden dolayı, doğal verilen tepkilerin öğrenilmiş durumlara verdiğimiz tepkilere dönüşmesidir. Bu koşullanma istemsiz ve otomatik bir şekilde oluşur, öğrenici bilinçsizdir ve daha pasif bir rol oynar.

Günlük hayatta klasik koşullanmayla öğrenilen birçok şey vardır. Örneğin telefonunuza baktığınızda babanızdan gelen 17 cevapsız çağrıyı gördüğünüz an göstermeye başladığınız endişelenme tepkisi de klasik koşullanmayla edinilmiştir. Bu cevapsız çağrılardan sonra kötü bir şeyler olacağını tecrübe ettiğinizden dolayı, tepki göstermek için bu cevapsız çağrıları görmeniz yeterlidir, aynı deneyde salyalamanın başlaması için köpeğin zil sesini duymasının yettiği gibi. Geçmişten tanıdık bir koku almanız yüzünden o zamana göre bir ruh haline girmeniz, geliştirmiş olduğunuz fobiler ve anksiyetelerin hepsi birer klasik koşullanma sonuçlarıdır.

Klasik Koşullanma Kavramları

  • Koşulsuz Tepki: Hiçbir koşula bağlı olmayan, doğuştan getirilmiş olan tepkiler (salyalama, korkma).
  • Koşulsuz Uyaran: Koşulsuz tepkiyi ortaya çıkaran uyaran (et, yüksek ses).
  • Koşullu Uyaran: Başlangıçta organizmada yönelimden başka tepki ortaya çıkarmayan ama koşulsuz uyaranla eşleştikten sonra koşulsuz tepkiye benzer bir tepki ortaya çıkarmaya başlayan nötr uyarana denir (zil sesi, sıçan).
  • Koşullu Tepki: Koşullu uyaranın ortaya çıkardığı tepkiye denir (zil sesine salgılanan salya, sıçanın sebep olduğu korku).

Pavlov Deneyi

Pavlov'un klasik koşullanma deneyi

Pavlov’un Köpeği Deneyi

Deney, hayvan davranışıyla ilgilenen ve psikolojiye yeni bir bakış açısı getiren davranışçılık yaklaşımının öncülerinden ünlü Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından düzenlenmiştir. Klasik koşullanmaya aynı zamanda “Pavlovyen Koşullanma” da denmektedir.

Deneyde öncelikle köpeğin olduğu odaya et getirilir ve köpek doğal bir tepki olan salyalama tepkisini gösterir. Sonraki aşamadaysa odaya zil getirilir, köpek herhangi bir tepki (salyalama) göstermez. Bir sonraki seferde önce zil çalar sonra et getirilir veya zille beraber et gelir, köpek eti gördüğü için salyalamaya başlar. Tepki, köpek tarafından, koşulsuz uyaran ve koşullu uyaran arasında bağlantı kurulana kadar koşulsuz yani doğal tepkidir. En son aşamada zilden sonra etin geldiğini öğrenen, zil (koşullu uyaran) ve et (koşulsuz uyaran) arasında bağlantı kuran köpek sadece zil sesi dinletildiği anda etin de ardından geleceğini düşündüğü için salyalama tepkisini gösterir ve salyalama artık bir koşullu tepkiye dönüşmüştür.

Deneyi izlemek için tıklayınız.

Paylov’un kullandığı köpekleri daha yakından tanımak için tıklayabilirsiniz.

Küçük Albert Deneyi

klasik koşullanma

Watson’ın Küçük Albert Deneyi

Bu deney davranışçılık akımı öncüsü olan John B. Watson’ın etik prensipler yüzünden çok fazla tartışmaya yol açmış deneyi “Küçük Albert Deneyi”dir. Deneyde 9 aylık bir bebek olan Albert’e yüksek bir ses dinletilir, bebek doğal olarak sese karşı korkma tepkisini göstererek ağlamaya başlar. Sonrasında bebeğin yanına sıçan getirilir ama Albert sıçana karşı herhangi bir tepki göstermez. Bu sefer yüksek sesin ardından sıçan getirilir ve bebek sesten korktuğu için korkup ağlamaya başlar. Bu ilişki tekrarlanarak Albert’in yüksek ses ve sıçan arasında bağlantı kurması sağlanır. En son aşamadaysa artık koşullanma sağlandığı için yüksek ses ve sıçan arasında bağlantı kuran bebek sıçanı gördüğünde korkar ve ağlamaya başlar, burada sıçandan korkma davranışı öğrenilmiştir.

Bu deney Pavlov deneyine bir alternatif olmuştur ve Watson klasik koşullanmanın insanda da aynı aşamalarla işlediğini herkese kanıtlamıştır. Deneydeki sıçan veya yüksek ses uyarıcıları farklı hayvanlar veya farklı korku veren uyarıcılarla değiştirilip tekrarlanmıştır. Bu deneyin devamında Watson deneyi ileri noktaya taşıyıp sıçan yerine tavşan ve başka tüylü objeler de getirirler ve bunları yüksek ses ile ilişkilendirip koşullu tepkiye sebep olurlar. Çıkan sonuç: Albert, özellikle beyaz renkli, tüylü bir nesne görse ondan korkup, ağlamaya başlar ve kaçmak ister. Artık Albert gördüğü pamuk, beyaz tavşan ve benzer nesnelerin karşısında demir çubuklarla çıkarılan ses olmamasına rağmen korkmaya başlar.

Deneyi izlemek isteyenler için ;

Ayrıca; bilim dünyasının genelinde olduğu gibi psikoloji bilimi özelinde de hayvan deneylerinin önemli bir yeri vardır. Hayvan deneyleri sayesinde bilim çok hızlı yol almayı başardığı gibi etik problemleri de beraberinde getirmiştir. Psikolojide hayvan deneyleri yazımızı okuyarak konuyla ilgili bilgi edinebilirsiniz.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir