Kafein Bağımlılığı

Kafein Bağımlılığı 1
Sevgi Paylaşmaktır :)

Kafein, metilksantin olarak bilinen madde grubunun en bilinen üyesidir. Bu grubun özelliği ‘uyarıcı’ etkiye sahip olmasıdır. Kafeini alabildiğimiz maddeler ise yoğunlukla kahve, kola, çay ve çikolatadır. Aynı zamanda ağrı kesici ilaçların içerisinde de yer almaktadır. Çevremizden duyduğumuz ama bizlere mit gibi gelen ‘Kahve iç, baş ağrın geçer.’ cümlesinin aslında kökeni de buradan gelmektedir. Çünkü kafeinin ağrı kesici özelliği vardır. Tabi ki tüm bunların yanı sıra kafein bağımlılığı nasıl gelişir, etkileri nelerdir, tedavi süreci nasıl gerçekleşir bu soruların cevapları yazımızın devamında yer almaktadır…

Kafeini kahve olarak ele alırsak günümüzde herkesin neredeyse her gün tükettiği bir içecek olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Okulda, iş yerinde, kafelerde, sosyal ortamlarda sıkça tercih edilen bir içecek olduğu göze çarpıyor. Bu kadar tercih edilmesinin sebeplerine bakılırsa; tadının güzel olması, sıcak veya soğuk olarak tüketilebilmesi, her damak tadına uygun çeşitliliğe sahip olması ilk olarak akla gelenlerdir. Bunlara ek olarak aslında en temelde kahvenin, içerisindeki yoğun kafein kaynaklı ‘uyanıklık’ sağlamasıdır.

Kafein Bağımlılığı 2

Kafein içeren içecekler uyku sürenize etki eder

Günlük yaşam koşulları, çalışanların çok fazla çalışma saatine; öğrencilerin ise çok fazla ders saatine maruz kalmaları kahve tüketimini arttıran temel etkenlerdendir. Başlarda bir fincan kahve günü kurtarabilirken saha sonra bu miktar iki fincana çıkar. Sonrasında ise üç, dört… Tüketilen kafeine geliştirilen tolerans yani vücudun maddeye alışmış olması ve eskisi kadar etki etmiyor oluşu tüketilen miktarı arttıracaktır. Eğer buna dur denilmezse oluşacak tablonun kafein bağımlılığı olması çok muhtemeldir.

Kafein Etkileri

  • Düşük miktarlarda kullanımı iyi hissetme, uyanıklık, enerji ve dikkat artışı sağlar.
  • Yüksek miktarlarda kullanımı sempatik sinir sistemi aktivasyonu sağlayarak anksiyete, tremor (titreme), irritabilite (aşırı uyarılmışlık) ye sebep olabilir.
  • Uyanıklığı arttırır.
  • Uyku süresini kısaltır.
  • Uykunun derinliğini azaltır.
  • Beyne kan akışını azaltır. Bu da baş ağrısı ilaçlarında kullanılmasını sağlar.
  • Çizgili kasları güçlendirir. (Sporcular sıklıkla kullanır.)

 Kafein Zararlı Etkileri

Elbette ki faydaları olduğu gibi zararları olan kafeinin özellikle çok fazla tüketilmesi yani kafein bağımlılığı durumu, ciddi problemlere yol açabilir.

30 fincan üstü kahve tüketimi solunum depresyonuna sebep olabilir. Bu da ölüm riskiyle karşı karşıya kalmak demektir. Aynı zamanda konvülsiyon (geçici nörolojik işlev bozukluğu) da riskler arasındadır.

5-10 fincan ve üzeri tüketimde ise eksitasyon (duyusal uyarımın artışı), delirium (nöropsikiyatrik sonuçlara sebep olan bozukluk) gibi belirtilere sebep olabilir.

Anksiyete ve panik atak krizleri ortaya çıkabilir.

Aritmi (kalp çarpıntısı) görülebilir.

Hamile kadınlarda, doğum kanalındaki kasılmaları arttırarak düşük riskini oluşturabilir.

Tolerans: Kafeinin kardiyolojik (kalp ve dolaşım sistemi) etkilerine ve uyku etkisine tolerans gelişir. Yani önceden bir fincan kahve uykunuzu kaçırırken artık kaçırmıyor hale gelir. Ya da önceden iki fincan kahve içtiğinizde çarpıntı yaşıyorsanız bir süre sonra yaşamaz hake gelirsiniz.

Yoksunluk: Normal miktar veya sıklığın daha altı miktarda kafein tüketimi kişide yoksunluğa yol açar. Yoksunluk belirtisi olarak en sık baş ağrısı görülür. Her gün öğlene kadar kahvenizi içiyorken o gün içmediyseniz ve başınız ağrıyorsa, yüksek ihtimalle bundan dolayıdır. Bunun yanı sıra uyuşukluk, sinirlilik, ani öfke nöbetleri, bulantı, enerji azlığı, yorgunluk, kas ağrıları ortaya çıkabilir.

Yoksunluk 12-24 saat içerisinde başlar ve 2 hafta kadar sürebilir.

Kafein Bağımlılığı Tedavisi

Kafein bağımlılığı tedavisinde kademeli detoks adı verilen yöntem kullanılabilir. Amaç aşama aşama, yoksunluk belirtilerine çok fazla maruz bırakmadan kahve tüketimini normale indirmektir. Zamanla tüketilen miktar azaltıldığı için sinirlilik, uyku artışı, baş ağrısı, depresif haller görülebilir. Fakat bu durum geçici olmaz ise uzman eşliğinde psikiyatrik ilaçlara veya psikoterapiye başvurulabilir.

 

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir