Felsefede Sık Kullanılan Terimler ve Kavramlar

Felsefede Sık Kullanılan Terimler ve Kavramlar 1
Sevgi Paylaşmaktır :)

Felsefe, sosyal bilimin diğer alanları gibi genel olarak kendine ait kavramlar ve özel bir terminolojiye sahiptir. Felsefeye ilişkin metinler okunurken bu kavramların özel olarak hangi anlamlara geldiğini bilmek, okunan metnin daha iyi kavranmasına yardımcı olacaktır. Bu noktada, aşağıda Felsefede sık kullanılan terimler ve kavramlar listesi Felsefi metinleri okurken daha iyi anlamlandırmanıza yardımcı olacaktır:

  • Aether : Hava, Aether Yunan için gök yüzünün ışıklı tabakasıdır. Yani esir tabakası denen en üst tabakasıdır, buna gök kubbede diyebiliriz, yaldızlı gök yüzü de diyebiliriz. Zaten bu anlamlara gelir. Mitolojile de tanrıların soluk alıp verdiği kutsal havadır. Oysa, hava Aether’in bir alt tabakasıdır, insanların ve diğer canlıların soluduğu hava budur, tanrılar bu havayı solumaz.
  • Adyton: Tanrının bulunduğu sırlar odası (Trophoniu). Platon’a göre bir insan, Lethe’nin sularını içip de unuttuğu ilk bilgileri anamnesis yetisiyle bu şekilde açığa çıkarmak yetkinliğine (erdem) ruhunda sahipse, kendi içinde idealar âleminin iyi ve doğru düzenine layık bir düzenleme ve iyi ve doğru bir davranış modeli de yaratabilir. İnsanda bu yetenek ve imkan doğuştan vardır. Bu yeteneği sadece kendisi için değil içinde bulunduğu toplum için de kullanmalıdır.(Platonun devlet-toplum-ahlak ilkeleri).
  • Arete : Erdem
  • Aletheia : Doğru,gerçek, doğruluk, samimiyet. Alethea’yı anlamak için Yunan mitolojisindeki Lethe nehrini bilmek gerekir. Unutmak için önce hatırlamak, hatırlamak için önce unutmak gerekir. Hakikatin bir kolu hatırlamaksa diğer kolu unutmaktır. İnsan hem hatırlamaya hem de unutmaya yazgılı bir varlıktır. lanthanein: gözden kaçmak, görülmemek. a (olumsuzluk)+lanthaneinalethea’nın unutma ve unutkanlık anlamını olumsuzu yani “unutmama”, “olanı olduğu gibi gösterme” anlamını kazandırır. Bu durmda aleth: üstü örtülü olmayan, gizli saklı olmayan anlamına gelir. aletheia=hakikat Görüldüğü gibi unutkanlık nehri olan Lethe’den hakikat, hatırlama kavramına erişiliyor. Platonda ruhun içindeki bilginin çekilmesi çıkartılması buradan kaynaklanır.
  • Aletes doksa : Doğru sanı
  • Aisthesis : Duyu algısı (Herakleitos’ta “Ben”in iki temel yönü vardır. Bunlardan biri aishesistir. Yani varlıkla belli bir anlamda fiziksel bağ kuran yöndür. (Noesis de bunu işleyebilecek yöndür.)
  • Agathon: İdeaların ideası. İnsanın zihninde idealar alemi için piramit şeklinde bir hiyerarşi vardır bu sayede idealar alemi ile iletişim (Koinonia: bilgi alışverişi) kurulabilir. Piramidin en üstünde iyi (Agathon) vardır (ideaların ideası). İyi, diğer tüm idealara varlık manası veren onları idea yapan temel ideadır.
  • Anamnesis: Hatırlama, anımsama. Önceden öğrenilen bir şeyin yeniden doğması, deneyden bağımsızdır. İdeaların zihinde canlanmasıdır. Bilgi dışımızdaki şeyleri görmek değil içimizde olanları hatırlamaktır. Bilen insan daha önce gördüğü ideaları hatırlar .
  • Apophasis: Değilleme
  • Aporia:Çıkmaz.Platon’un ilk diyaloglarına verilen ad.Zıtlıklarda arayıp bulma felsefesi
  • Arkhai : Kökler. Platon’da varlık alanı, Arkhai’dir. Platon’un ideasıdır.
  • Antoloji: Seçki. Platon zihin kavramla gerçeklik dünyasını bir araya getirerek gerçekliğin antolojisini yapar.
  • Atomas eide : En küçük idea.Platon’da herhangi bir varlığın en temel özelliği olan “Atomos eidos” türe karşılık gelir. Türü meydana getiren varlık “atomos eidos” madde ve özden meydana gelir.
  • Botnesi : Derinliğine bilmek. Polymathos, çok bilmektir. Herakleitos polymathos’un yerine botnesi yani derinliğine bilmeyi getirir.
  • Cosmos : Eski Yunanda “cosmos” ile “nous” haberleşebilir, bunu en iyi yapan da Herakleitos’tur (Ruhun derinliklerine inersem “cosmos”u anlarım). Bu husus Platon’un mistik yönü olarak ortaya çıkar (dugular, hisler, sezgiler olduğundan metaforlara ve mitoslara başvurur).
  • Cognition : Temel biliş
  • Conatus: Töz-öz-görünüm-sonlu birey gibi oldukça karmaşık görünen kavramları arasında bir nevi bir bağlantı unsuru olarak spinoza’nın ortaya çıkardığı olgu.
    Spinoza’ya göre töz kavranması/anlaşılabilmesi için kendinden başka bir şeye gereksinimi olmayan şeydir. bu bakımdan bağımsızdır, nedeni kendi içindedir. bir tek tanrı dahil olur onun töz kümesine; zira bir tek tanrı’dır var oluşunu sadece kendine borçlu olan. tözün dışındakiler görünümden başka bir şey değildir. görünümle kastedilen, var oluşunu dışsal bir nedene borçlu olan şeydir. Görünümler sonludur ne var ki, sonlu görünümlerin de kendi içlerinde (yani kendilerine bağımlı durumdadır bu sonlu görünümler de) taşıdıkları bir anlam bulunmaktadır. Burada spinoza’nın öz tanımı devreye girer. Spinoza’ya göre öz, kendisi ortadan kaldırıldığında zorunlu olarak şeyin de ortadan kaldırılmasını gerektiren, ve o olmadan şeyin var olamayacağı olgudur. Conatus, bu sonlu görünümlerin özüdür ve onların-sonlu olmalarına karşın-kendi varlıklarını sürdürme çabasının adıdır. bunun da ötesinde, bir şeyin conatus’u, o şeyin var olma mücadelesini açıklamamıza yarayan temel ilkedir.
  • Demiorgos: Platon’da Mimar Tanrı. Halk için çalışan, iş gören, zanaatkar, sanatçı, üretici, yaratıcı Tanrı. Önce ruhları yapar sonra onlara idealar alemini seyrettirir, daha sonra bedenlere bağlanır. Demiorgus, mimar, baba; yaratıcı değildir, var olan maddeyi kullanmıştır, ideaları örnek alarak evrene şekil vermiştir. İyi ideası da örnek alındığından en mükemmel en iyi evren oluşturulmuştur.Tanrı-Şekilsiz madde-İdealar
  • Diagnosis: Teşhis
  • Dianoia : Düşünce, Platon’da aşırı diyalektik, sınıflamacı gidimsel akıl
  • Dikaiosyne: Platonda ruhun dördüncü bölümü.Ruhun üç bölümü dışında dördüncü bir erdem ve kuvvet daha vardır bu da adalettir (dikaiosyne). Ruhun üç bölümünün adil bir ilişki kurması ruhun en önemli erdemidir. Bu dört kuvvet hıristiyanlık öğretisinde de görülür: Sağduyu, adalet, cesaret (yiğitlik) ve ölçülülük.
  • Dokos : doğruluğu gösterilemeyen kanaatlerden (dokos)
  • Doksa : Yargı, bilgi türü, Doksa b i lgisi, d u y u algısıyla ( a i s t h e t a ) kazanılan b i r b i l g i türüdür.
  • doksadsein
  • Doksadsein: Bir konu hakkında düşünmek. B i r i s i v a r o l m a y a n (me o n ) düşünürse, (doksadsein) hiçbir şey düşünmüyor, d e m e k t i r .
  • Doksasta : Görünüşler dünyası. İki tür dünya vardır, Doksasta ve Noeta.
  • Doxa : Sanı
  • Eudaimonia (Yunanca): Erdemin ruha kazandırdığı mutluluk.Sokrates’in ruhun sürekli huzuru ve uyumu olan hazzı
  • Eidoa : Suret. Demokristos’un görünüş dediği eidoa’dır. (suret) nesnedeki atomlar benim gözüme etki yapıyor ve görme oluyor.
  • Eide : Görmek
  • Eis ton leimona: Ruhların yargılama sonrası toplandığı çayır.
  • Elkosia : Mağara metaforunda insanların zihnindeki görüntüler “elkosia”dır. Matematika ise bu dünyadaki nesnelerdir. Matematika’daki kavramların görüntüsü yoktur, kavramlar kalıcı, değişmez ve cisimsiz varlıklardır (ontolojik olarak bağımsız)
  • Eponumia : Tasvirler
  • Eidos : Doğrudan Tanıma, Form
  • Eponumia : Nesneler ve olaylar hakkındaki düşüncemizi eponumia yoluyla ortaya koyarız.
  • Esti : var olmak demektir (İng. “is”)
  • Esti gar einai: Parmenides’e göre bir Varlık vardır. Esti Gar einai: Bir, bir olan.
  • Ex nihilo nihil fit : hiçlikten hiçbir şey doğmaz (ex nihilo nihil fit). Bu dünyanın kanunudur. Empedokles:Bir Tanrıdır (eis theos): hem tanrıların hem de insanların arasında en yüce O ‘dur; ne beden olarak (demas) ne de kavrayış (neoma) olarak insana benzer}
  • Form : (eidos)
  • Fronik : Feraset, anlayış, yüksek sezgi,
  • Fronik düşünce : (feraset) anlayış, sezgi
  • Genesis : Mutlak anlamda oluş
  • Genesis eis ousian: Platon görünüşler için bu sözü söyler, genesisin de varlığını kanıtlmaka ister (Parmenides’den aldığı varlığın akılla kavranabileceği ve görünüşlerin de varlığı olabileceği fikri).
  • Homoiomereiai : Parçacıklardan oluşan şeyler (Anaksagoras için “her şey,” aslında “her şeyin tohumu” demektirspermata khrematon) ya da birer “parçacığı” demektir. Aristoteles yorumunda bu parçacıklara “homoiomereiai (parçacıklardan oluşan şeyler)” adını verir. Anaksagoras’a göre, bu tohumlar sonsuz sayıdaydı ve hiçbiri birbirine benzemiyordu, çünkü hepsi birbirinden farklıydı. Demek ki her şeyde her şeyden bir parça vardı, her şey her şeyden meydana gelmişti; her şeyin tohumları her şeydeydi. Her şeyde her şeyin biçimi, rengi ve tadı vardı.
  • İçkin, immanent: Varlığın içinde bulunan, her hangi bir varlığın yapısına karışmış.
  • İden : Görmek
  • Kalokagathia: İdeal insan ruh ve bedenen güzel ve iyi olandır (kalokagathia—kalos: güzel, agatos: iyi). Dengeli, sağlıklı iyi.
  • Kath’auton : Kendiliğinden var olan. Bunun dışında var olan her şey arızidir (kata symbedekos)
  • Kinesis : Değişme
  1. Mekândaki yer değiştirme (hareket) bir yerden bir yere gitmek.
  2. Niceliksel değişme, çoğalıp azalması.
  3. Niteliksel değişme, bir şeyin özelliklerinin değişmesi. 4- Temel mahiyetinin değişmesi, başka bir varlık haline gelmesi.
  • Khasmata: Ölümden sonra ruhların geçmek zorunda oldukları geçit. Yargılanan ruhlar (psykhai) durumlarına uygun geçitlerden (khasmata) geçerek bir çayırda (eis ton leimona) toplanırlar. Ceza alan ve acı çeken ruhlar perişan bir haldedir (devlete ihanet, yasalara karşı gelme, tanrılara-ana-babaya karşı gelme ve cinayet büyük suçlardır).
  • Kheremdas : işlevsel bir tüketim metası
  • Koinonia : Platon zihnin temel ifadelerinden biri olan düşünceyi, sessiz konuşma olarak tanımlamıştır. Her düşünce, zihnin ortak terimler (Koinonia) aracılığıyla meydana getirdiği bir tasvirdir.
  • Kozmologia: Evren, düzen+bütün
  • Kutsal ruh: (hıristiyanlıktaki) Platon’da iyiye götüren sevgi kavramıdır.
  • Baba, oğul (söz), kutsal ruh. Kutsal ruh gönül bağıdır, tanrıdan alınan pay (ratio: akıl). Tanrıdan alınan pay kutsal ruh ile hatırlanır. Platon’da ideaları hatırlatan Eros’dur.
  • Kriterion : Kesin ölçüt
  • Logoi : ifadeler
  • Logos : ifade.
  • Logos : Herakleitos Evren ile tanrıyı özdeşleştirir. Buna da logos der. Logos-tanrı= kosmos (görünüş)= ateş (pür).
  • Logos: Logosun anlamları yasa, akıl, cümle, düşünce oranı toplama, ölçü ve anlamaktır. Çok yüklü bir kelimedir.
  • Lyceum, Lykeion : Aristotales’in Okulu. Platon’un öğrencisi olan ve Academia’da yetişen Aristoteles, düşüncelerini kendi okulu “Lyceum (Lykeion)”da kitlelere duyurmuştur. Asıl amacı felsefe olmakla birlikte, doğa, evren, ruh üzerine çeşitli bilimleri araştıran Aristotelesin, öğrencileriyle yaptığı sohbetler, öğretileri, dersleri ve hatta hayatı tüm Yunan-Roma filozoflarının, ortaçağ ve ronesans düşünürlerinin ana öğretilerini oluşturur.Lykeion, bilim, felsefe, siyaset, retorik ve mantık alanında eğitim vermiştir. Burada verilen eğitimin özelliğinden dolayı okul daha sonra “Peripatos” adını alır. Bu okulda seçkin öğrencilere akromatikos (sadece dinlemeye yönelik) dersler verilirdi, bu dersler esoterikos (içsel, mistik olanla ilgili, saklı) özellikteydi (metafizik, mantık, fizik, soyut konular). Akşam dersleri ise tüm öğrencilere verilen eksoterikos (dışsal, dışsal olanla ilgili) derslerdi yani herkesin anlayacağı türden retorik, siyaset, ekonomi, somut  Zooloji, astronomi, meteoroloji en çok merak duyduğu konulardır. Aristoteles’in kolleksiyonculuk merakı sayesinde bu okulda çok büyük bir kütüphane ve müze kurulmuştur (İskender tarafından da desteklenmiştir). Platonun seçkin öğrenci almasının aksine Aristoteles daha yaygın bir öğrenci kitlesine sahipti, hatta okulunun yönetimini 10 gün süreyle farklı görüşleri olanlara devrederdi. Ortak yemekler ve şölenler de okulun ününün artmasına sebep olmuştur. Aristotelesin ölümüyle okulu Theophratos’a kaldı (Platonun ve Aristoteles’in öğrencisi), okulu geliştiren ve daha da büyüttü, aynı prensip ve düzende eğitime devam etti. Bu dönemde okul Peripatiklerin Okulu olarak ün kazandı (peripatoi: kemerli yürüyüş yolu).
  • Maieutike : Doğurtma. Sokrates,Yunanca (doğurtma) olarak adlandırdığı bu yöntemi,” bir nevi doğurtma yöntemidir ve karşısındakine sorular sorarak onun ruhundaki saklı bilgileri çekip çıkartmayı amaçlar.
  • Mania: ilahî olarak kendinden geçmektir. Maniada bir büyülenme vardır. Tanrısal bir büyülenmedir bu. Eski Yunanda maniası olmayan insan adam sayılmaz. (Herakleitos Maniası olan bir filozoftur)
  • Moirai : Parçacık. Anaksagoras için “her şey,” aslında “her şeyin tohumu” demektir, (spermata khrematon) ya da birer “parçacığı” (moirai)
  • Noesis : Akıl.Hakikati perdesiz bir şekilde görmektir. Sezgi bilgisi perdesiz hakikati görmektir. İdealar bilgisi, akıl yürütmeyle değil sezgiyle kavranır. Nous’un ( aklın) işleyişi, faaliyeti, düşünmesi, sezişi ve sezgisidir; yani nous’un spekülasyonlarına dayalı kavrayışıdır bu sayede aisthesis’le (duyum) elde ettiğimiz verilerin ötesine geçerek “gizlenmeyi seven doğa”‘nın bilgisine ulaşmamız mümkün kılınır.  Plato’nun bilgi kuramlarından biridir. Ulaşılması en güç olan ve en anlamlı bilgi noesistir. Platon’a göre ve ancak filozoflar bu tür bilgiye sahıp olabilir. “noesis”e erişebilmek için akıl ve ruh eğitiminden geçilmelidir. Platon’da duyu bilgisi, akıl ve kavramsal bilgi hem de sezgisel bilgi bir arada görülür.
  • Noesis Noeseos : (İng.Thought of thought.) Düşünmenin düşüncesi. Aristotales, İlk Felsefe kitabında, (Adı sonradan “Metafizik” ya da “Fizik’ten sonra” olarak değişen kitabı) “varlık olarak varlık” üzerinde tartışır. Hareketsiz hareket ettirici’ye gönderme yapar. Tanrının düşüncesi kendine dönüktür, salt akıl ve salt etkinliktir (energeia, entellektheia). Tanrının değişmez niteliği: Hareketsiz olması ama harekete neden olmasıdır.
  • Noeta: Gerçek dünya.Görünüşler dünyası (doksasta) ve gerçek dünya (noeta) şeklinde iki farklı var oluş dünyası vardır.
  • Nominalist: Ad’çı. İdealar’a karşı çıkarlar, varlığı var olan olarak görmezler.
  • Nomoi; Yunanca çoğul. Nomos: tekil:
  • Nous: Yunan dünyasında, İrade ve akıl gücü. Latincede intelectus olarak kullanılan Yunancada genel anlamda akıl ya da tin anlamına gelen kelime. İlk olarak Anaksagoras tarafından kullanılmıştır ve maddi olmayan ancak evreni düzenleyen ilke anlamında bir içerikle belirtilmiştir. Anaksagoras, Nousu hareket ettirici güç olarak görür. Çevrinti, döngü hareketini başlatan, sonsuz bir Zihin (Akıl, Ruh)” vardır. Yunanca “Nous” adıyla andığı bu Zihin, ona göre, her şeyin içindedir, ama hiçbir şeyle karışmamıştır, hiçbir şeyden pay almaz. Kendi kendinedir, yani varoluşu kendinden kaynaklanır. Nous sonsuzdur ve kendi kendini yönetir. Her şeyin en incesi ve en safıdır; her şeyin bilgisine sahiptir. Her şeyin üzerinde bir gücü vardır, her şeyde etkindir.Ayrıca us anlamında insanın en yüksek yeteği olarak da kabul edilmektedir. Platon özellikle idealara yönelmiş düşünme girişimlerini nous olarak adlandırır. Aristoteles ise kısmen farklı bir yönde hem soyut hem de somut düşünme yetisini bu şekilde adlandırır. Daha özel bir anlamda ise düşüncenin ilkesi ya da geçici olmayan özü olarak belirtilebilir. Bu tanımda Platoncu Plotinus’ta görülür. Buna göre akıl ile kavranan dünyanın ya da gerçekliğin, yani idealar dünyasının ilkesidir nous.
  • Natura naturans : aktif ve pasif tabiatla (yaratıcı tabiatla=tabiatlaştıran tabiat-Natura Naturans: Aktif tabiat (Yaratıcı Tabiat) deyince, kendi başına varolan ve kendi başına tasarlanan şeyi, başka deyişle ezelî ve sonsuz bir özü ifade eden cevherin sıfatlarını ya da, hür neden olarak göz önüne alınması bakımından Tanrı’yı anlamak gerekir.Aktif tabiat natura naturans’ı yani yaratıcı tabiatı ifade eder.
  • natura naturata: yaratılmış tabiatla=tabiatlaşan tabiat-Natura Naturata)pasif tabiat natura naturata’yı yani yaratılmış tabiatı ifade etmektedir.
  • Nomos : Yasalar
  • Nous :
  • Oide : (kesin bilgi)
  • Orthodoksa: Sanıların dilsel bir ifade ile ortaya konması, İki tür orthodoksa vardır:
  1. Bilmeden doğru bir şey söylemek (Biliyorum demek kanıt koymayı gerektirir, sanıyorum denmesi gerekir).
  2. Fizik bilimleri muhtemelen “oethodoksa”dır. Bu bilgiler de çok hızlı bir değişime tabi olmasalar da değişmektedirler. Bilimsel bilgiler hakikate en yakın bilgilerdir. Ama episteme değildirler.
  • Oulos horai : Tanrı’nın doğrudan doğruya gördüğü bütün
  • Ou kinoumenon kinei: Tanrı en üstün töz, hareketsiz ama hareket ettirici.Bu töz mutlak olarak vardır (ebedi ve ezeli), yaratılmamıştır, yok olmaz ve bozulmaz. Varlığı hiçbir şeye bağlı değildir, kendiliğinden vardır (kath’auton). Bunun dışında var olan her şey arızidir (kata symbedekos)
  • Ousia : Töz, öz, varlık, varoluş, var-olan.Substance, Existence.Platon’da varlık alemi ve görünüşler dünyası (“to on” ile “me on” arasında üçüncü bir varlık) vardır. Görünüşler dünyasının temeli nesnelere bağlıdır (madde+ousia). Nesne biçimlenmiş maddedir. Ousia Nesnenin temel formunu belirleyen biçimdir
  • Paradigma : Belirli bir alanda çalışan bilim adamlarının paylaştığı ortak değerler ve anlayışlar dizisi. Model. Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, dizi.
  • Peria : Deney
  • Peripatos: 
  • Phantasmata: Aldatıcı görüşleri dile getiren ifadeler.
  • Phasis: Evetleme
  • Phaskousa kaiou phaskousa: Sokrates, Zihnin,araştırdığı konu hakkında kendi kendisiyle yaptığı konuşma olarak tanımlıyorum. Bu tanımı, kendinden yeterince emin olmayan birinin yaptığı t anım olarak kaul etmelisin. Fakat, ben zihnin kendisiyle konuştuğunu, kendisine sorular sorduğu ve bu sorulara evet ve hayır (phaskousa kaiou phaskousa ) diye cevaplar verdiğini düşünüyorum.
  • Phainomena : Görüngüler
  • Pistis: Yargılar, inançlar (doğa bilimlerinin de alanı)
  • Paideia : Eğitim ustaları,sofistler paideia’dır.
  • Paidea: Yunan eğitim modeli: müzik, matematik, edebiyat, askerlik, felsefe, metafizik
  • Phthorá : Yok oluş
  • Phusis: Batıl inançlar-(mistik derinlik ve ruh)
  • Physis: Değişmez,doğal,tanrı yada tanrı sınıfı tarafından ortaya konmuş. Aristokratlara göre Yasalar Physisdir.
  • Praksis : pratik, tadbik, uygulama, staj, insanların üzerinde yaşadığı dünyayı dönüştürmek için düşünmesi ve eyleme geçmesi demektir.
  • Pseudo : Sahte
  • Pseudo problem :Sahte Problem
  • Psukhe : mistik derinliği ve ruh, Ruh ontolojisi (Platon)
  • Polymathos : Çok bilmek. Herakleitos polymathos’un yerine botnesi yani derinliğine bilmeyi getirir.
  • Res cogitans: Düşünen Ben
  • Res ekstensa :
  • Rizomata Panton : Herşeyin Kökeni, Çok küçük parçalardan kurulmuş olan temel maddelerin kendileri -Empedokles
  • Rolatif : Değişken, mutlak olmayan (sofistlere göre yasalar rolatif’tir, Platon bu fikre karşıdır, çürütmek ister)
  • Skeptizm : Şüphecilik
  • Skeptomai :Araştırıyorum, Arıyorum
  • Skeptos: Şüphe eden kişi bildiklerinin doğruluğunu soruşturan, bilginin güvenilirliğini araştıran kişidir.
  • Societas perfecta: Kusursuz Toplum. Adalet, hak ve hukuk idea temelinde soyut kavramlardır. Bu anlayış devleti kusursuzlaştırır (societas perfecta), hizmet eden doğru, adil ve haklı, hizmet etmeyen ise zararlıdır. (Platon Devleti)
  • Spermata khrematon: Anaksagoras için “her şey,” aslında “her şeyin tohumu” demektir,(spermata khrematon) ya da birer “parçacığı” (moirai) demektir
  • Stoikheia: Latince: elementum (çoğ. Elementa) Empedokles’in dört öğesine, (Hava, su, ateş, toprak)sonradan Platon ve öteki Yunan düşünürleri Stoikjeia derler. Hatta Yahudi ve Hıristiyan düşün dünyasında da büyük önemi olan bu dört öğe dini metinlerde yine bu adla anılacaktır.
  • Sophos : bilgiyle uğraşan kişi
  • Thesis:Sonradan konulmuş (sofistler yasaların sonradan konulmuş old.söyler)
  • Tetelasmana : Gerçeğin sırları
  • To on: Varlık, (Parmenides’e göre ya varlık (to on) yada görünüş (me on) vardır. Varlık “nous” ile kavranır. )
  • To saples: kesin hakikat
  • Transcendere: Latince oteye gecme, aşma anlamindaki transcendere kelimesinden turemistir…
  • Trancendent: aşkın, varlığı aşan, ilgili bulunduğu varlığın, gerçekliğini ve gücünü aşmış olmak anlamını verir.Kant’a göre, insan bilincinin, bilgisinin, bütün deneylerin ötesinde olan kendinde şey (numen) aşkındır.
  • Transcendental: Kant’da transcendental mantık deyimi, salt düşüncenin (deneyden gelmemiş form öğeleri üzerine kurulu düşünce) sınırlarını aşıp mümkün olan deney alanındaki veriyle senteze varan mantık anlamında da kullanılmıştır. transcendental mantık daha ötelere geçip “nesnenin kendisine” uzanmaya kalkmaz, yani transcendent değildir, terbiyelidir. Transcendence (Normalin veya fizik kurallarının ötesinde oluşmuş şey, aşkınlık, deneyüstülük, üstünlük) veya transcendency (transandans) kelimesinin “transandantal olma”, transcendental (transandantal) kelimesinin ise “üstün, faik”, felsefî kullanimda “deneyüstü, tecrübeden üstün olan, fizikötesi, tabiatüstü, dogrudan tecrübeyi asan ama rasyonel bilgiye karsi olmayan” seklinde tanimlanir. transcendent (transandan) kelimesi ise “üstün, faik, insan aklindan üstün, siradan yasantinin sinirlarinin ötesine tasan veya onu zorlayan”, immanuel kant’in felsefesindeki kullanimiyla “mümkün olan bütün tecrübe ve bilgilerin ötesinde olan” gibi anlamlarla karsilanmaktadir.
  • Utopia: Platonun devleti ütopya (utopia: yok ülke, Thomas Moore) benzeri bir yapıda bir devlet (Kallipolis: Güzel site, güzel kent)’tir. Yunan polis devletinden daha küçük ve daha az kalabalıktır. Devletin ideal yönetiminde bilgeler baştadır (tek bilgenin başında bulunduğu monarşik yapı yada yönetimdeki bilgelerden oluşan aristokratik yapı).
  • Üç bölümlü Ruh: Platonun ahlak anlayışı bu üç bölümlü ruhla birebir ilintilidir. Ruhun üç bölümünü idare eden erdeme rusal yetkinliğe (virtus, arete) ihtiyaç vardır. İştah bölümünün tutku-arzu (eros; epithymia) ile dolu yanının ölçülülüğe (sophrosyne) ihtiyacı vardır. Heyecan bölümünün (thymos) cesaret ve yiğitliğe (adria) ihtiyacı vardır. Akli bölümün ise bilgeliğe ve sağduyuya (phronesis) ihtiyacı vardır. Akli bölüm ruhun ölümsüz bölümüdür (logos, nous). Ruhun bu üç bölümü dışında dördüncü bir erdem ve kuvvet daha vardır bu da adalettir (dikaiosyne). Ruhun üç bölümünün adil bir ilişki kurması ruhun en önemli erdemidir. Bu dört kuvvet hıristiyanlık öğretisinde de görülür: Sağduyu, adalet, cesaret (yiğitlik) ve ölçülülük.
  • Yüklemleme: Bir nesneyi ait olduğu sınıf içine yerleştirmektir. Platon ilerleyen dönemlerde ideaları sınıflar haline dönüştürür. Genel adlandırma sınıflamadır. Geniş yüklemlemelerden (insan hayvandır), daha dar yüklemlemelere geçmeye çalışmıştır (insan akıllı hayvandır). Yüklemleme, nesnenin en temel özelliğini ona bağlamaktır, en temel sınıf içine sokmaktır. Özne-yüklem ilişkisi nesnenin temel doğasına ait bir kavram bulmak ve buna yüklemektir.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir