Black Mirror 2011’de yayımlanmaya başlayan bir dizidir. Toplamda 20 bölüm 4 sezon şeklinde yayımlanmıştır. Dizide yaşamın ve teknolojinin negatif yönleri ortaya konmuştur. Yakın gelecekte karşılaşmamız çok olası olan teknolojik gelişmeler ve toplumsal problemleri ince ince işleyen bir dizidir. Her bölüm farklı zamanlarda, farklı yerlerde ve farklı isimlerle çekilmiştir.
Black Mirror Ι NOSEDİVE
Dizinin tüm bölümleri arasında beni gerçekten etkileyen bir bölüm vardı: NOSEDİVE : DİBE VURUŞ. Bu bölümde teknolojinin bir hayli gelişmiş olduğu görülmektedir. Fakat işlenen konu sebebiyle günlük yaşa
m aslında bizlere hiç de uzak gelmiyor. Dizide bir puanlama app’i ön planda. Karşılaşılan insanlara karşı bu app ile hemen puan veriliyor ve bu puanlar onların yıldız kazanmalarını sağlıyor. Herkes kimin kaç puana sahip olduğunu her an görebiliyor. Kazanılan bu yıldızlar saygınlık katmakla beraber günlük yaşantıda bir çok alanda da kolaylık sağlıyor. İnsanlar yıldız sayılarına göre evlerde yaşıyor, yıldız sayılarına göre arkadaşlıklar kuruyorlar. Ana karakterimiz Lacie de bu yıldızları fazlasıyla önemseyen bir kadın. Toplum onun hakkında ne düşüneceği onun için oldukça önemli. Bu hususta yıldız sayısı düşük olan kardeşini sürekli eleştiriyor.
Kardeşi ise Lacie’nin bu hassasiyetine karşıt tepki geliştiriyor ve onun yanında kendi puanını düşmesine sebep olacak şeyler yapıyor. Lacie sadece kendisine puan ve yıldız kazanmasını sağlayacak şekilde davranıyor. Bunu hayatının her anında ısrarla yapıyor. İnsanlarla iletişim kurarken onların verdikleri yıldızlara göre değişkenlik gösteriyor. Sürekli gülümseyen, asla insanları kırmayan, onlara sürekli iltifatlar eden bir kadın rolüne bürünüyor. Reflekslerini bile kontrol altında tutmaya çalışıyor. Lacie daha iyi bir ev kiralamaya çalışıyorken yıldızının düşük olması sebebiyle kiralayamıyor. Bunu düzeltmek için çabalarken yıldızı yüksek olan bir arkadaşı tarafından yine yıldızları yüksek olan davetlilerin olacağı bir düğüne davet ediliyor. Lacie orada yıldızları çok olan insanlardan puan toplama ümidiyle yola çıkıyor. Lacie’nin arkadaşı da, Lacie’yi yani düşük yıldızlı bir insanı düğününe davet edip puan toplamayı amaçlamaktadır. Bu gerçek acı bir şekilde ortaya da çıkacaktır.
Ana karakterimiz yola çıkmak için hazırlandığında aksilikler yaşıyor. Ve bunlara sinirlendiği için kötü davranışlarda bulunuyor. Polis tarafından puan düşürme cezası alıyor. Ve puanı düşük bir şekilde yola çıktığı için daha kötü bir muameleye maruz kalıyor. Kötü muameleye maruz kaldığı için o da davranışlarını kontrol etmekte zorlanıyor. En sonunda ona yardımcı olmak isteyen bir kadınla karşılaşıyor. Onun yıldız sayısı düşük olduğu için ona başta güvenmiyor. Sonrasında mecbur olduğu için arabasına biniyor. Sohbet esnasında bu yıldızı düşük olan kadının eskiden çok fazla yıldıza sahip olduğunu sonrasına haksız yere yıldızının düşürüldüğünü öğreniyor. Fakat kadın sonrasında yıldız yükseltme çabasına girmiyor, kadın bunu önemsiz bulup dilediği gibi yaşayarak kendini özgürleştirdiğini anlatıyor. Buna rağmen fikri değişmeyen Lacie bir umut düğüne gidiyor. Fakat arkadaşı onun bu yol boyunca yaptıkları yüzünden puanının kabul edilemeyecek derecede düştüğünü gördüğü için onu istemiyor.
Lacie en sonunda çok düşük bir yıldızla kalıyor ve düğüne gizlice giriyor. Sonrasında iyi bir ruh halinde olmadığı için farklı davranışlarda bulunuyor. İnsanlara saldırıyor, arkadaşıyla ilgili yıllarca içinde biriktirdiği kırgınlığını anlatıyor. Oysa ki her şey yolundayken puanı o kadar düşmeden önce arkadaşı için çok güzel methiyelerle dolu bir konuşma hazırlamıştı. Fakat puanının düşüşüyle beraber özgürleştiği ilk andan itibaren içinde birikmişlerden bahsetti. Lacie bunları yapıyor ve iyice puanı düşüyor. En sonunda hapse atılıyor ve orada karşılaştığı bir adamla uzun süredir içinde biriktirdiği fakat söyleyemediği şeyleri konuşuyor. Bağırıyor, çağırıyor, kötü kelimeler kullanıyor. Ve bundan dolayı kendini rahatlamış hissediyor.
Dizi, günümüz yaşantısıyla çok benzer maalesef. Günümüzde çoğu kişi etrafındakilerin ne düşündüğüne o kadar odaklanıyorlar ki kendi içlerinden geldikleri gibi yaşayamıyorlar. Bununla beraber insanlarla kurulan iletişimlerin çoğunda bir çıkar bekleme söz konusu. Onaylanma, beğenilme, saygı duyulma hissi Lacie’nin asla kendisi gibi davranamamasına sebep oluyor. Adeta robot gibi hareket ediyor. Bununla beraber düşük yıldızı olan insanlara karşı önyargılı oluyor. Çoğu düşük yıldızlı insanların ise bunu önemsemeden yaşıyor olduğu görülüyor. Sadece normal oldukları, negatif duygularını gayet ideal düzeyde yansıttıkları halde böyle bir muameleye maruz kalan insanların; özgürlükleri adına yapay saygınlıktan vazgeçtiği görülüyor. Fakat bu bölümde çok az kişi bunu yapıyor.
Toplumun genelinde sürekli bir saygınlık isteği mevcut. Yapılan iyi şeyler dahi bu amaçla yapıldığından ve herkes aslında bunu bildiğinden samimiyetsizliğin farkında. Lacie’nin kardeşinin de Lacie’yi bu konudan dolayı uyardığı görülmektedir. Fazlasıyla kendini kontrol altında tuttuğu görülen Lacie’nin filmin sonundaki hali belki de kendini biraz rahat bıraksa asla dönüşmeyeceği bir hal. Bununla beraber Lacie kendi yaptığı negatif bir davranış karşısında ilk defa içten bir gülümsemeye sahip oluyor. 
Ne kadar puanı düşerse düşsün Lacie’nin gözlerinde özgürce davranabilmenin verdiği mutluluğu görmek pek ala mümkün. Sürekli baskı halinin Lacie’de yarattığı ruh hali adeta kapana kısılmış gibi. Dışarıda yaşadığı olaylara sadece yalnızken sinirleniyor. İstem dışı davranışları olduğunda hemen telafi etmeye çalışıyor. Burada da ödünleme savunma mekanizmasının izlerini görmek mümkün. Bu kadar önemsemesini eleştiren kardeşine karşı “bunu daha kaliteli bir yaşamımız olsun diye yapıyorum” ifadesini kullanıyor. Lacie’nin mantığa bürünme savunma mekanizması ise burada baskın. Bununla beraber Lacie’nin sürekli olarak başkalarıyla kendini kıyasladığı görülüyor. Bu anlamda eksiklik duygusunu çok derinlerde hissediyor. Tüm bu olanların sonunda Lacie’yi hapiste görmek üzücü bir son gibi gözükse de, aslında Lacie hapse girerek özgürleşiyor.
Yazar Hakkında
